İnsan kaynaklarının işletme amaçlarına yönelik motive edilmesi ve yüksek performanslı bir sistem kurulması önemlidir. Kurulacak olan sistemin veri ve veri analizi temelli olması ise şüphesiz kritik konumdadır. Bu bakımdan işletmecilik uygulamalarının her işlevinde verilerin analiz edilmesi ile iş değeri üretildiği ve veri analitiğinin birçok işletme fonksiyonunu dönüştürdüğü gözlemlenmektedir.
İş analitiği söz konusu olduğunda pazarlama analitiği, finans analitiği gibi kavramlar öne çıksa da özellikle son yıllarda, İnsan Kaynakları Analitiği (İKA) kavramı da tartışılmaya ve giderek artan yoğunlukta araştırılmaya başlanmıştır.
İK analitiği uygulamalarının başlıca amacı örgütlerdeki olası gelişmeleri tahmin etmek suretiyle insanlarla ilgili verilmesi gereken kararları rakamlarla desteklemek ve bu kararların iş çıktıları ve örgütsel performansa olumlu yansımasını sağlamaktır. İK analitiği, temel sorunların teşhis edilmesi ve anlaşılmasının yanı sıra değişen ihtiyaçlara, dinamik ortamlara uyum sağlayan kanıta dayalı çözümler tasarlama yeteneğini de içerir.
İK Analitiği çoğu zaman metriklerle veya başlangıç düzeyindeki temel istatistik yöntemleriyle karıştırılabilmektedir. Bunun tersine İK Analitiği;
Dolayısıyla, güncel araştırma ve uygulamalarda İK analitiği olarak tanımlanan birçok kavram veya uygulama İK analitiği ile ilgili olabilir veya İK analitiğinin bir kısmını ifade edebilir. Ancak bunların tam olarak İK analitiğini karşılamadığı unutulmamalıdır.
İK Analitiğini; “İK problemlerine çözüm üretmek amacıyla veri analitiği yöntemlerinin kullanılarak, İK ve ilgili verilerin özellikle geleceğe yönelik tahminler için analizinin yapılarak iş değeri oluşturulmasıdır” şeklinde tanımlayabiliriz. İK Analitiğinin başlıca 3 türü vardır.
İlki, Tanımlayıcı Analitiktir. Bir kişiyi işe yerleştirmenin maliyeti veya işgücü devir oranı gibi güncel durumu yansıtan bilgiler tanımlayıcı analitik kapsamında değerlendirilmektedir.
İkincisi, Tahmine Dayalı Analitiktir. İşe alım kararlarındaki isabetli seçim oranının gelecekteki muhtemel durumunu ortaya koyan bir model çalışması buna örnek olarak ifade edilebilir.
Üçüncüsü ise, Yönlendirici Analitiktir. Personel eğitimi ile ilgili alternatif yatırım kararlarının işletmenin genelini nasıl etkileyebileceğini belirleyen bir model ise yönlendirici analitik bağlamında düşünülebilir.
İşletmeler bu yöntemlerden birincisini yani tanımlayıcı analizleri daha çok, tahmine dayalı analitiği ise daha az kullanmaktadır. Yönlendirici analitik ise analiz konusunda çok deneyimli ve uzman işletmelerde bile oldukça nadiren kullanılabilmektedir.
Günümüzde giderek artan sayıda işletmenin üst yönetimi, İK ve yetenek yönetimi ile ilgili kararlarını verirken, veri temelli bilgi kullanmanın stratejik bir araç olduğuna ve örgütsel performansı etkilediğine inanmaktadır. Birçok işletme en azından temel İK metriği verilerini düzenli olarak tutmaktadır. Fakat bu verilerin iş çıktılarını yorumlayabilecek ve özellikle tahmin etmeye yarayacak düzeyde etkili kullanıldığını iddia etmek pek mümkün değildir. Oysaki işletmeler sahip oldukları verileri analiz ederek gelecekteki birçok tehditten kaçınabilir ve birçok fırsatı yakalayabilirler.
Öncelikle, işletme üst yönetimi iş değeri oluşturmak için veri analizinden faydalanmayı bir hedef olarak benimsemiş ve bu yönde bir karar vermiş olmalıdır. Devamında, İK profesyonellerinin veri analitiği yöntemleri ve veri yönetimine ilişkin alt yapıya, yeterli bilgi ve beceriye sahip olması gerekir. Birim yöneticileri ise İK analitiği konusunda destekleyici olmalıdır. Ayrıca işletmedeki bilgi işlem kapasitesi ve ekipmanı da yeterli olmalıdır.
Yukarıda dile getirilen gerekliliklerin yanı sıra, İşgücü Analisti Michael Housman’ın İK analitiği çalışmalarına yeni başlayacak olan işletmelere önerisi de oldukça önemlidir. Housman, işletmelere makul ve spesifik hedefler koyarak küçük başlangıçlar yapmalarını ve zaman içerisinde uygulamalarını geliştirmelerini tavsiye etmektedir.
Bu bağlamda işletmeler kısa vadede danışmanlık hizmetleri alarak İK analitiği uygulamalarına giriş yapabilir ancak orta ve uzun vadede danışmanlarla birlikte işletmenin hedeflerine ve stratejilerine uygun bir İKA sistemi tasarlamaları anlamlı olacaktır. Tasarlanan bu sistemin işlerlik kazanması ve sürdürülebilir olması için farklı disiplinlerden çalışanların bir araya geleceği multidisipliner yaklaşıma sahip bir analitik ekibinin kurulması oldukça önemlidir.
Son bir cümle ile yazımızı sonlandıralım:
“Bir dönüşüm ve gelişim sürecini ifade eden insan kaynakları analitiği, işletme yöneticilerinin sahiplenmesi ve sürekli desteklemesi gereken stratejik bir yolculuktur.”
*Bu yazı, Dr. Eyüp Çalık ve Dr. Kemal Demir tarafından, yazarı oldukları İnsan Kaynakları Analitiği kitabının ilgili kısımlarından derlenerek hazırlanmıştır.
İlgili kitapla ilgili detaylı bilgilere linkten ulaşılabilir.
İnsan Kaynakları Analitiği eğitimi güncel tarihi ve içeriği için linkte tıklayınız.